İnsanlık var olduğu müddetçe tarımsal üretim önemini koruyacaktır. Ülkeler tarımsal ürün ihtiyaçlarını sadece ithalatla çözemezler.

Gelecekte para karşılığı ile de olsa, bazı tarımsal ürünleri ithal etmekte zorlanılacağı Tarım Ekonomisi uzmanlarının ortak görüşü olarak zihinlerde canlılığını korumaktadır. 2022 yılında Rusya Ukrayna savaşında ortaya çıkan hububat krizi bütün ülkeleri derinden etkilemiştir. Bunun yanı sıra aynı yıl bazı ülkelerin buğdayın yanı sıra bazı tarımsal ürünlere koyduğu ihracat yasağı da durumun vahametini ortaya koymuştur.

Türkiye, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçim sonrasında tarım politikasını değiştirmek zorundadır. Mevcut tarım politikası ile yoluna devam edemez. İthalata dayalı bir politikanın sonu yokluk ve pahalılıktır. Döviz kaybıdır. Ülkenin bu duruma dayanma gücü yoktur. Liyakatli kadrolarla, tarım ve hayvancılıkta da top yekûn bir seferberlik başlatılmalıdır. Bu kapsamda;

Devlet, üniversite ve sivil toplum iş birliği ile tarımda çiftçi eğitim seferberliği başlatılmalı. Çiftçiler çağın şartlarına uygun araç ve gereçlerle eğitilmelidir. Eğitim her yıl düzenli olarak yapılmalı ve uygulamalarla desteklenmelidir. Çiftçinin üretim bilinci artırılmalıdır.

Dünyadaki iklim değişikliği ve artan kuraklık felaketine karşı, ciddi  su dağıtım projeleri öncelikli olarak yürürlüğe konulmalıdır. Salma sulama uygulamasından vaz geçilerek devlet desteği ile basınçlı sulama sistemine geçilmelidir. Basınçlı sulama mecbur hale getirilmelidir. 

Stratejik ürün olan hububatta dışa bağımlılıktan acilen kurtarılmalıdır. 18-19 milyon ton olan hububat üretimi en az 25 milyon tonun üzerine çıkartacak tedbirler alınmalıdır. Bir anayasa değişikliği ile ekilmeyen tarım alanlarının kullanım hakları alınmalı ve üretime açılmalıdır. Bu kapsamda ekilmeyen atıl durumda bekleyen eski hububat alanlarına ekim mecburiyeti getirilmelidir. Bu kapsamdaki ürün desteklemeleri yeni baştan yapılandırılmalıdır. 

Yağlık ve sanayi bitkilerinde destekleme sistemi yenilenmeli, yağlık ve sanayi bitkilerinin ekimi ülke geneline yaygınlaştırılmalıdır. Devlet destekleme alımları yapmalı ve üretici korunmalıdır. Bu çalışmayla yağ ithalatının önüne geçilmeli ve ülke dışa bağımlılıktan kurtarılmalıdır.

Her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği ülkemizde üretim desteklenmelidir. İhracat yüksek primlerle desteklenmeli Ülkeye giren sebze ve meyvelerde gümrük duvarları +yükseltilerek üreticimiz korunmalıdır.

Devlet, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri iş birliği ile mera alanlarındaki ıslah çalışmalarında seferberlik başlatılmalı. Bu çalışma ile hayvancılıktaki kaba yem gideri azaltılmasının yanı sıra et ve süt kalitesi de arttırılmış olacaktır.

Damızlık hayvan ithalatına son verilmelidir. Ülke sınırlarına ciddi korumalar getirilmeli ve hayvan geçişlerine müsaade edilmemelidir. Damızlık üretimine ciddi destekler sağlanmalıdır. Damızlık üretimi ülke içinde yapılmalı ve disiplinli bir şekilde dağıtılmalıdır. Dağıtılan damızlıkların kontrolü bir sistem kapsamında yapılmalıdır. Bu şekliyle hayvan sayısı artırılarak iç piyasadaki et ve süt arzı arttırılmalı ve ülke insanının et ve süt tüketimi kolaylaştırılmalıdır. Hayvancılıkta hayvan ihraç eden ülkeler sınıfına girebilmek için sürdürülebilir tedbirlerin uygulanmasından taviz verilmemelidir.

Bu çalışmaların sayıları ve kapsamı daha da genişletilebilir. Seçim sonrası gelecek yeni kadrolar bu çalışmaları yapmalıdır. Gıda güvenliğimiz korunmalıdır. Aksi takdirde yokluklarla baş başa kalmamız bir an meselesidir.