Sevgili okurlar, değerli dostlar anlaşılıyor ki 14 Mayıs seçimlerinden de 2019'daki yerel seçimlerdeki gibi Kürtlere kimse bir rol biçmek istemiyor. Bu köprüden önceki son çıkış. Ya tarih yazılacak, ya da tarih olunacak.

Türkiye hızla bir Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçim atmosferine girmiş görünüyor. 

Derin bir yoksulluk yaşanırken siyaset yeniden yapılandırılıyor. Fakat, sanırım siyasette önemli bir şey kurulan ittifaklarda ve masalarda Kürtlere yer verilmediği dikkat gibi varlıkları da çok memnun edici değil. Bu da Kürt insanların aklına “Kürtler yine yok mu sayılacak?” sorusunu getiriyor ve gidilen yol da bunu gösteriyor. 

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerden sonra girilen sessizlik ve Kürtlere çevrilen yüz hala tamamen dönmedi. Yalnız şunu da unutmamak gerekir ki eğer Türkiye’de siyaseti şekillendirecek olan Kürt seçmen ise bu davranışın da büyük bir çelişki olduğunu düşünüyorum. Her türlü dışlanma, ötekileştirme vs vs’lere rağmen Yapılan son seçimde 60’ın üzerinde milletvekili çıkararak yine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3. parti oldu. 

Bütün siyasi partilerin gözü bu oylarda fakat, gözleri sadece oylarda görünüyor, o oyların sahiplerine bakılmıyor. Son günlerde yine başladı (terör) mikrofonu gören vurun abalıya diyerek Kürtlere ağzına geleni söylüyor. Çünkü liderler de söyledi, milletvekilleri de. 

Yuvarlak masa, 6’lı masa, yada kare masa hangi masa olursa olsun bunu gözden kaçırarak hangi Kürt’ten ne için? ve hangi şekilde “oyuna talibim” dedi? Ki diyemedi.

Belirtmek istediğim o veya bu parti değil, milyonlarca oy sahibinin ve bu ülkede söz sahibi olabilecek bir Kürt nüfusunun varlığı unutulmamalı. Nereye gideceği belli olmayan yüzde 5’lik oyun kimseye bir faydası olmayacak. Sinan Oğan daha birkaç gün önce eleştirdiği iki partinin içerinde olduğu ittifaka oy vereceğini açıkladı. Ki o oyların hepsi zaten onun değildi şimdi çoğunluğu Kemal Kılıçdaroğlu’na gidecek. Çünkü o ittifaktaki partiler hangi tarafa destek vereceğiz derlerse kitlesi ona büyük bir ölçüde katılmayacağı gibi tam tersine rakip siyasi partiye oy verecek.

Bunu en solundan en sağına kadar, en milliyetçisinden en muhafazakarına kadar Türkiye’de siyaset yapan bütün herkesin bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Korkakça yaklaşım, hata sert dil kullanımı veya yok saymak yerine omurgalı durup, irade gösterip yüreklice Kürt oylarına talip olması gerekir. Selahattin Demirtaş ve Yeşil Sol Parti yine diğer millet ittifakı mensubu partilerden çok çalışıyor sahada.

Kendi yönetimine Kürt adı altında birilerini alarak, “Yönetimde Kürt kardeşlerimiz var” deyip göz boyamaya çalışan, Kürtleri yok sayan, ya da görmezden gelen bütün siyasi partilerin yapılacak seçimde kesinlikle Kürt seçmenden fena bir tokat yedikten sonra sanırım ancak akılları başlarına gelecek; bundan herkes emin olsun. 

Şahsi görüşüm olarak kimse algılamayın bu sözleri sahada, Türkiye’de Kürt seçmenin yüzde 99’u bu şekilde bakıyor ve böyle değerlendiriyor. Kimse ne kendini ne de seçmeni kandırmaya kalkmamalı, böyle düşünen kişi veya gruplar yada  seçime hazırlanan en soldan en sağa, en milliyetçisinden en muhafazakarına kadar bütün partilere dostane ve naçizane bir önerimdir. 

Ha şunu da belirteyim ki Kürtler derken kastım HDP’e yada Yeşil Sol Parti de değil asla, HDP’nin içerisinde çok Kürt olduğu doğru fakat, çok sayıda diğer etnik grup ve milliyetten seçmen var. Zaten bu partilerin kendisi de, parti tüzüğünde de Türkiye partisi olduklarını yazıyor ve söylüyor. Fakat unutmamak gerekir ki Kürtler oluşabilecek bir seçimde gözü kapalı olarak hep kendini inkar edenlere karşı tek vücut olmuştur.

Şunu da söylemeliyim ki görüştüğüm insanların değerlendirmelerine göre Kürtlerin çok büyük oranı bu iki kutup arasındaki yarışta eğer Selahattin Demirtaş  olmazsa gerçekten sandığa bile gitmeyecekti.
Cumhurbaşkanı yardımcılığı adayı Ekrem İmamoğlu birkaç gün önceki İstanbuldaki gezisinde kadınların HDP ile neden ittifak kurdunuz soruları ve şiddetli tepkilerine “biz ittifak yapmadık kendileri seçime girdi kazandılar” diye açıklamalar yaptığını izlerken diyecek çok şey yazılırdı fakat, şimdilik herkese başarılar dilleyeyim. O saplantılı yaklaşım, tepki ve karşıtlık kimseye fayda sağlamaz. 

Umarım bu seçim bu ülkeye demokrasi, barış ve eşitlik getirir.