Sınav ya da imtihan, kişinin belirli bir konu hakkında edindiği bilgiyi veya deneyimi ölçmek için kullanılan bir yöntemdir.
Süre kısıtlamalı olarak gerçekleştirilen bu yöntemde süreler farklılık gösterir. Kimi sorunun cevabı için bir kaç dakika yeterken kimi soru için bir ömür az bir süredir.
Zaman ile yapılan bu yarışta cevabı en iyi ifade eden kazanır ya da kazanması gerekir.
Ama bu sınavda soru-cevap kadar birde ölçüm aşaması vardır. Çoktan seçmeli ise koyarsın şablonu doğru veya doğruları tesbit edersin.
Ucu açık yoruma dayalı bir cevapsa ölçene kalmıştır doğru ya da yanlış demek.
Ölçüleri ya yanlışsa ölçenin, bütün ölçümler yanlış olacaktır !öyleyse..
O zaman doğru cevaplayanın suçu ne...
Çoktan seçmeli soruda illa "şık işaretlemeyi mi" tercih etmeli sınava tabi insanlar.
O zaman da bir kaç doğrusu olan cevapta sizin yorumunuzla vereceğiniz cevap değil, soruyu soranın duymak istediği cevaplar doğru kabul edilecektir.
Doğru cevabı verenin hakkını korumak için bir komisyona ihtiyaç kaçınılmaz olacaktır demek ki...
Hadi içinizi karartayım biraz daha...
Ya o komisyonun kullanacağı ölçüler de o komisyonu belirleyenin evden getirdiği ölçü ise..
Demek ki bazen bir soruya ne cevap verdiğiniz değil kime cevabı verdiğiniz daha önemli...
Bu hafta sonu gençlerimiz, evlatlarımız YKS sınavına girdiler ve zamanla yarıştılar.
Dün 165 dakika bugün 180 ve 120 dakika gelen sorulara cevap verdiler. Kimi soruyu 30-40 saniyede cevaplayıp geçtiler kimi soruların cevabını belki de bir ömür arayacaklar.
Soru doğru, ölçü doğru bu sefer ise ölçümün kısa bir zamana sığdırılmış olması yanlış değil mi?
Eeeee diyoruz ya sınav dünyası diye,
Bakalım "sınav kimin?" "soru kime soruldu!" izleyip cevabı "cevap zamanında" görelim...
Kalın sağlıcakla, hayal edebildiğiniz kadar özgür, cesaretinizce huzurlu olun.