28 Şubat süreci korkunç bir süreçti. Hemen her gün çarşaflılar, başörtülüler, sakallılar televizyonlarda ve gazetelerde haber olurdu. İstanbul Üniversitesi’nde okula başörtüsü ile girmeye çalışan kızları küçük odalara alıp başlarını açmaları için psikolojik baskı yapılırdı.
Televizyonlara çıkan kokoş teyzeler evlerine temizliğe giden kadınların siyasi görüşleriyle dalga geçer onları aşağılarlardı.
Yine o günlerde FETÖ lideri Fetullah Gülen okullarındaki öğretmenlere seslenerek ‘Başörtüsü füruattır’ dedi.
Yani ‘Başörtüsü teferruattır, açın başınızı!’
Nasyonal Sosyalistler inancını yaşamaya çalışan müslümanlara zulmederken o zamanki ismiyle Cemaat’e (FETÖ) hemen hiç dokunmadılar.
İmam hatipler birer ikişer kapatılırken Cemaat’in okulları daha da büyüdü, gelişti ve yayıldı.
Yeni Şafak, Vakit, Türkiye gibi gazeteler zulümden paylarını alırken Zaman gazetesi büyümeye devam etti.
Evet FETÖ AkParti hükümetleri döneminde müthiş yayıldı. Fakat önceki dönemlerde de cemaatçilere hiç bir şey olmadı.
2002 yılındaki seçimlerle iş başına gelen AkParti hükümeti kurulduğunda FETÖ devlet içerisinde konuşlanmıştı.
Sonrasında ise her yeri bir bir ele geçirdiler.
Bu arada nasyonal sosyalistler Fazilet Partisi’ne kapatma davası açtılar.
90’lı yılların ortalarında Anadolu’dan Avrupa’ya giden ve siyasi bağlantısı da olduğu bilinen bir takım isimler Avrupa’da gurbetçilerden makbuz karşılığı paralar toplamaya başladılar.
Özellikle Türkiye’de yükselişe geçen İslami Siyasi düşünceye mensup insanlar faize para yatırmayın gelin birlikte şirketler holdingler kuralım ve para kazanalım diyerek gurbetçilerden müthiş paralar topladılar.
Para toplayanların büyük kısmının iyi niyetli olduğundan eminim. Fakat daha önce bir ciklet bile alıp satmamış insanlar milyonlarca Alman Markı ile hemhâl olunca bir çoğu saçma sapan yatırımlar yaptılar. Şirket merkezleri ve binaları müthiş lüks idi. Bir çoğunun ne ürettiği bile belli değildi.
İş bilmezler gurbetçilerin paralarını batırdı.
28 Şubat döneminde bu ahmak yatırımcılara da baskı geldi pek tabii. Zaten salak saçma yatırımlarla iyice zayıflamış olan şirketlere siyasi baskı da gelince şirketlerin büyük çoğunluğu battı.
Tabii ki çok akıllıca yatırım yapan ve işler kuran küçük bir grup holding ve şirket her türlü baskıya direnerek ayakta kalmayı başardılar.
Hala bile o dönemin bir takım siyasilerinin o toplanan paralardan nemalandıkları söylenir. Allahu Âlem.
Hesabı Ahirete kaldı tabii.
İslami finans kuruluşu adı altında kurulan finans şirketleri de bu furyadan nasibini aldı ve kendilerine yatırım yapanları mağdur ettiler.
Bilhassa mı yaptılar yoksa başka bir şey mi oldu bilemem fakat onların da hesabı ahirete kaldı.
Ahirete kalan hesap ne zor bir hesaptır?
(Devamı var)