Sevgili dostlar; evet herkesin beklediği ve herkesi ilgilendiren seçimlerin ilk bölümü bitti. Parlamenterler çeşitli iddialar ve şaibelerin ardından belirlendi. Ama doğru ama yanlış sandıktan çıkan bu denildi ardında yüzlerce soru işareti bırakarak.

Fakat birde Cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kaldı. Özellikle Doğu ve Güneydoğudaki oylara bakıldığı zaman millet ittifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu enaz oy aldığı ilde bile yüzde 50’nin üzerinde oy aldı. Fakat Muharrem Ince’nin çekilmesinden sonra belirtildiği gibi Sinan Oğan yüzde 5’lik bir oy aldı ve hem iktidar hem muhalefet o yüzdelik dilimini şans olarak görüp her iki liderle görüşmek için sıraya girmiş oldu. Bu iki liderin oy almasının en önemli sloganı Kürtlere karşı gösterdikleri reaksiyondu. Biri Kürtleri temsilen seçimlere giren partinin standının önünden geçerken hakaret etmiş kriminalize etmişti. Bir diğeri ise o partiye gönül verenleri teröristlikle ya da partiyi teröristlikle suçlayarak seçim çalışmalarını yapmıştı. 

Peki şimdi Kürt seçmenlerin de beklediği iki soruyu da onlar adına yüzde 5’lik oya göz koyanlara (Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Erdoğan’a) soruyorum. Yüzde 5 mi daha çok yüzde 25 mi? Kürtlerin gitmediği bir sandıktan çıkan oylar ülkedeki tüm halkların temsiliyeti olacak mı? Yoksa sizlerde aynı düşüncedemisiniz?

Kimsenin topu taca atmasına gerek yok, bu yüzbinlerce Kürt seçmenin sorularıdır. Umuyor ve diliyorum 4 lider bunun cevabını Kürt seçmene verir.

Çünkü Kürt seçmeni, seçimde sandığa gitmeye de gitmemeye de ikna edecek ismin Selahattin Demirtaş olduğunu 14 Mayıs seçimlerinde açıkça herkes gördü. Kılıçdaroğlu da Yeşil Sol da kendine pay çıkarırsa yanılırlar.

Saha öyle demedi.