ERKEN HAHBER - Eyüphan Kılıç'ın analiz haberi - Türkiye'de Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişin ardından ilk kritik seçimler yapılacak.
Altılı masanın adayının açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tek güçlü rakibi belirlenmiş olacak.
24 Haziran 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı ile Meclis'teki çoğunluğu Cumhur İttifakının kazanması, şimdiye kadar Meclis'in işlevlerini unutturdu. Cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilmeye gerek duyulan her tasarı Meclis'ten olduğu gibi kanunlaştırıldı.
Haziran 2023'te yapılması öngörülen seçimlerde Cumhurbaşkanı seçilecek adayın partisinin Meclis'te çoğunluğu sağlayamaması halinde sistemin nasıl işleyeceği, ileriki günlerde tartışma konusu olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, Altılı Masanın kuracağı ittifakın ise Meclis'te 300'den fazla milletvekiliyle üstünlüğü sağlaması, muhtemel sonuçlardan birini oluşturuyor.
Meclis'te milletvekillerinin çoğunluğunun muhalefet partilerinde olması halinde sistemde Meclis ile Saray arasında bir sonraki seçime kadar birçok konuda sorunlar ortaya çıkacak.
MUHALEFET KAZANIRSA
Altılı Masanın adayının Cumhurbaşkanlığını kazanması ve Meclis'te çoğunluğu elde etmesi halinde, seçim vaadlerinde bulunan Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş için çalışmalar başlatılacak.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi'ne geçiş, yaklaşık 2 yılda tamamlanacak, 2 yıl sonunda erken seçime gidilerek Başbakan seçimi gerçekleştirilecek.
Söz konusu 2 yıl içerisinde şimdiye kadar çıkarılan KHK'lar gibi KHK'lar çıkarılarak, muhalefetin istediği yönde her alanda düzenleme ve atamalar yapılacak.
İKTİDAR MECLİS ÇOĞUNLUĞUNU KAYBEDERSE
16 Nisan referandumu ile kabul edilen Anayasa değişikliğiyle Partili Cumhurbaşkanı'na "sınırsız" yetki tanındı.
Cumhurbaşkanının uygun görmesi halinde kendi imzasıyla bütün yetkileri kullanabiliyor.
İSTEDİĞİ KADAR YARDIMCI
Cumhurbaşkanı, seçildikten hemen sonra kendisine istediği kadar cumhurbaşkanı yardımcısı atayabiliyor.
Cumhurbaşkanı yardımcılarının ve bakanların, milletvekilleri arasından seçilme zorunluluğu yok. Yardımcılar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan kişiler arasından cumhurbaşkanı tarafından atanıyor ve bu kişiler sadece cumhurbaşkanına karşı sorumlu.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında görevleriyle ilgili suç işledikleri iddiasıyla, 300+1 milletvekilinin vereceği önergeyle soruşturma açılabilecek.
İSTEDİĞİ BAKANLIĞI KURABİLİYOR
Birçok ‘bürokratik atama’ cumhurbaşkanının kararıyla oluyor. Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenebiliyor.
OHAL VE KHK YETKİSİ
OHAL, Milli Güvenlik Kurulu tarafından tavsiye ediliyor, Bakanlar Kurulunun kararı sonrasında da Meclise geliyordu. Şimdi ise OHAL kararı, Cumhurbaşkanı tarafından alınıyor.
Cumhurbaşkanı KHK çıkarma yetkisine sahip, Türkiye istenildiğinde OHAL ve KHK’lerle yönetilebilebiliyor.
GENSORU
Sözlü soru önergesi gibi parlamenter sistemin önemli denetim aracı olan Gensoru artık uygulanamıyor.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında soruşturma açılması yetkisi sadece cumhurbaşkanına ait.
HÜKÜMET, ÇOĞUNLUĞU ALAMAZSA
Meclisteki çoğunluğun muhalefette olması ihtimali, şimdiden Cumhurbaşkanı seçiminin en önemli unsuru olacak.
Çünkü Meclis, cumhurbaşkanı ile aynı çizgide olmazsa cumhurbaşkanının alanı daralıyor. Yani "her şeyin iki dudağı arasında olması" veya "her şeyin tek imzaya bakması" artık imkansız hale gelir.
Cumhurbaşkanı olsa bile Meclis tarafından yakın markaja alınabilir.
MECLİS, DENETİM MEKANİZMASI OLUR
Cumhurbaşkanının partisi ile Meclis'te çoğunluğu bulunduran partilerin farklı olması halinde, Cumhurbaşkanlığı yetkileri ile TBMM'nin yetkileri birbiriyle yarışacak.
Bu durumda, şunlar yaşanabilir:
KHK BOŞA DÜŞEBİLİR
En önemli nokta cumhurbaşkanı yürütme yetkisine ilişkin. Cumhurbaşkanı kararname çıkarabilir ancak TBMM’nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kadük duruma düşer.
Örneğin, cumhurbaşkanı İstanbul Boğazı için imar yasasını KHK ile çıkardı. Muhalefet, "Boğaz’da çivi dahi çakılamaz" diye başka bir kanun çıkarırsa söz konusu KHK boşa düşer.
OHAL’E İZİN VERMEYEBİLİR
Cumhurbaşkanı OHAL ilan edebilir. Ancak Meclisin OHAL’i kabul etmesi gerek. Yani çoğunluğu muhalefette olan Meclis, OHAL çıkarma yetkisini de engelleyebilir.
'YENİDEN SEÇİM' DENİLEBİLİR Mİ?
Erdoğan cumhurbaşkanı seçilir de Meclis çoğunluğunu muhalefet alırsa “kaos ve yönetme krizi yaşanacağı” gerekçesiyle Erdoğan’ın yeniden seçim isteyebileceği senaryoları konuşuluyor.
Fakat burada önemli bir ayrıntı var: Bu kararın alınabilmesi için 360 milletvekilinin oyuna ihtiyaç var. 600 vekilden oluşan Mecliste çoğunluk muhalefette olduğu için cumhurbaşkanının partisinin ancak bazı muhalefet partileri ile anlaşması gerekiyor.
Cumhurbaşkanı TBMM’nin yenilenmesine karar verirse, aynı şekilde kendisi için de seçime gidecek.
SEÇİLİR DE YENİLENMESİNİ İSTERSE
Cumhurbaşkanının görev süresi, mevcut Anayasa’da olduğu gibi 5 yıl ve bir kişi en fazla 2 dönem cumhurbaşkanı seçilebiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerin yenilenmesini isterse, 2 dönem cumhurbaşkanlığı yapmış sayılacak, haliyle elinde seçimin yenilenmesi halinde aday olamayacak. Bu seçimlerde dahi adaylığı tartışma konusu olan Erdoğan'ın olası bir seçim yenilenmesi durumunda adaylığı söz konusu olamıyor.
AK PARTİ ŞANSA BIRAKMAK İSTEMEDİ HER ADIMI PLANLADI
16 Nisan referandumunda Türkiye tarihinde bir ilk yaşanmış, Yüksek Seçim Kurulu yaklaşık 2.5 milyon mühürsüz oy pusulasını geçerli saymış ve iktidar partisinin önerdiği değişiklik yüzde 51.4 gibi küçük bir oy farkı ile kabul edilmişti.
Muhalefet partileri bunun usulsüz olduğunu, seçimlere hile karıştırıldığını ileri sürmüş ve bu nedenle referandum sonuçlarını tanımamıştı. Tam da bu nedenle ‘tecrübe sahibi’ muhalefet seçim güvenliğine ayrı bir önem veriyor.
SEÇİM İTTİFAKI, KOALİSYONA DÖNÜŞEBİLİR
Seçim için ittifak kuran partiler, seçildikten sonra Meclis'te çoğunluğu sağlayamaması halinde "koalisyon" kurulması ihtimali ortaya çıkıyor.
Cumhurbaşkanının partisi, 300'den fazla sayıda milletvekilini sağlamaya yetecek olan partilerle koalisyon yaparak, Meclis'teki çoğunluğu elinde bulundurmaya çalışacağı bir gerçek. Söz konusu koalisyonda, Cumhurbaşkanı koalisyona dahil ettiği partilere, devlet görevleri, bazı bakanlıklar, genel müdürlükleri teslim edebilir.
360 ÜYEYLE CUMHURBAŞKANINA SORUŞTURMA AÇILABİLİR
Yeni Anayasaya göre Meclis, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve bakanlar hakkında, görevleri ile ilgili suç işledikleri iddiasıyla Meclis soruşturması açabilir. Bunun için 301 milletvekilliğinin önerge vermesi, bu önergenin 360 milletvekili tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Soruşturma Komisyonun raporu 400 milletvekili tarafından kabul edilirse Cumhurbaşkanı ve Yardımcıları ile Bakanlara Yüce Divan yolu açmak mümkün. Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı seçim kararı da alamıyor.
MECLİS OHAL İLANINI KALDIRABİLİR
Cumhurbaşkanı yeni sistemde süresi altı ayı geçmemek üzere OHAL ilan edebilir. Ancak aynı gün Meclis’e gönderilecek OHAL konusunda Meclis’in bu süreyi kısaltma, uzatma veya kaldırma hakkı bulunuyor. OHAL sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri de 3 ay içinde TBMM’de görüşülüp karara bağlanmak durumunda. Aksi halde olağanüstü hallerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkacak.
HSK ÜYELERİ DEĞİŞTİRİLEBİLİR
Yeni düzenlemeye göre 13 üyeli Hakim ve Savcılar Kurulu’nun 7 üyesini Meclis seçiyor. 4 yıllığına seçilen bu üyelerin profili muhalefetin çoğunlukta olacağı bir Meclis’te değişebilir. Meclis Başkanının da muhalefetin adayları arasından belirleneceği bir tabloda Meclis Komisyonlarında da etkinlik muhalefete geçer. Bu da yasa yapım sürecini muhalefet lehine doğrudan etkiler.
CHP: YENİDEN SEÇİMİN ALTINDA KALIRLAR
CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, muhalefetin güçlü olduğu bir parlamentoda yukarıda sayılan tüm anayasal yetkilerin en etkin şekilde kullanılabileceğine dikkat çekti. Meclis'in yetkileri sınırlandırılsa da denge denetleme mekanizmasını biraz daha güçlendirebilecek böyle bir tabloda “yeniden seçim yapılabilir” yaklaşımını eleştiren Tezcan, “Meclis’i denetleyen kurum olmaktan çıkarmaya çalışıyorlar. Böyle bir süreç, “Ben, emrim altında olmayan bir Meclisi istemiyorum” demektir. Yenileyecekleri bir seçimde alacakları bu kararın altında kalırlar” dedi.