-Hey dostum artık işi biz devralıyoruz. +Lanet olası federaller!! -Buranın sorumlusu kim? +Hey Mike seni arıyorlar. # Lanet olası federaller bu dava benim bölgemde dostum. ...ve daha onlarca film repliğinde duyduğumuz bir kurum var; FBI. Federaller.
Amerikan Adalet Bakanlığına bağlı 200’den fazla federal suç, espiyonaj, karşı casusluk, güvenlik gibi konularda görevleri olan korkulası bir kurumdur FBI.
FBI, Devletin korkulan yüzüdür.
CHP, ülkemizin ‘the one and the only’ siyasi partisi iken CHP’den ayrılanların 1946 yılında Demokrat Parti’yi kurmalarıyla başlayan ve o günden sonra büyük çoğunluğu birbiri içinden türeyen çok partili siyasi hayatın kaynağıdır.
CHP Türkiye’nin federalleri idi bir zamanlar.
-MHP’den BBP ve İyi Parti,
-CHP’den DP, DSP, SHP, SODEP
-AP’den DYP ve ANAP
-RP’den Ak Parti
-Ak Parti’den ise Gelecek Partisi ve Ali Babacan önderliğinde kurulan Deva Partisi…
Bunların hepsi demokrasi macerasında normal karşılanması gereken mücadeleler.
Biz eskiden başörtüsü özelinde verdiğimiz inanç ve düşünce özgürlüğü mücadelesi kuşağıyız.
Unutulmamalıdır ki Ak Parti Danimarka’nın ya da İsveç’in iktidar partisi olmadı.
Dolayısıyla varolan harika demokrasiyi bozup Türkiyelileştirmedi.
Tayyip bey Türkiye’de başbakan oldu ve kendisiyle birlikte arkadaşları da hep öteki muamelesi gördü. Başta asker olmak üzere CHP sürekli zaten var olması gereken inanç ve düşünce özgürlüğünün karşısında durdu. Ak Parti ise mecburen kavga ederek özgürlükleri sağlayabildi.
Bugün yaşanan kutuplaşmanın kaynağı Ak Parti değildi.
Ne olurdu Abdullah Gül 367 saçmalığı ile başbaşa bırakılmasaydı?
Ne o! Abdullah beyin karısı başörtülüymüş!
Karısı başörtülü olan biri nasıl olur da Cumhurbaşkanı olurmuş!?
Kutuplaşmanın kaynağı bizatihi federallerdir.
Bugüne gelindiğinde ise Ak Parti ve Tayyip bey artık ‘Dikiz Aynası Sendromu’ yaşıyor.
Güçlü siyasi partilerin yaşadığı etrafı çıkar gruplarıyla kuşatılmış bir kaderle yüzleşiyorlar.
Periferiden merkeze olan yolculukları sona ermiş gibi görünüyor.
O herkesi kucaklayan görüntü kayboldu ve Ak Parti insanı özne kabul eden anlayıştan devleti özne kabul eden bir forma büründü.
Aslolan insandır, özne bireyin kendisidir.
Devlet insan var diye vardır.
Devlet insana hizmet eder. Devlet insanın parçasıdır, insan devletin var edicisidir.
Fakat günümüzde artık özne devlet olmuş durumda. Özne devlet olunca da devlet refleksleri devletin kendisini yaşatsın diye daha baskın hale gelir. Devlet refleksleri baskındır, baskıcıdır.
Halbuki Devlet bir aygıttır; aygıtı işleten de insan. Devlet hata yapar, hatayı yapan ise insandır aslında.
Özne devlet olunca aygıt insan haline gelir; hatayı yapan yine insandır ama özne devlet olduğu için kimse hatayı görmez.
Çünkü devlet hata yapmaz...
Bu anlayış güçlendikçe Ak Parti zayıfladı.
Ak Parti artık devletin kendisi olmaya başladı. O yüzden hata yapmıyoruz diyorlar.
O yüzden hatalar görülmüyor ve kabul edilmiyor, böyle olduğu için de kimse düzeltmiyor, düzeltemiyor.
Muhafazakarlaşma da bu yönde gerçekleşiyor. Artık insanın değerlerini muhafaza etmekten ziyade devletin değerlerini muhafaza etmeye başladılar. Devlet değerleri ile insan değerleri çeliştiğinde insan özne olursa insani değerler korunur ve devlet insana doğru yönlenir. Halbuki günümüz Türkiyesinde devlet değerleri insani değerlerin önüne geçmeye başladı.
Bizler inanç ve düşünce özgürlüğü mücadelesi veren kuşak özgürce konuşmaya, düşüncelerimizi özgürce açıklamaya korkar olduk. Bir zamanlar kendi kurduğumuz iktidarımızdan korkuyoruz artık.
Ekonomi iyi değil demeye korkuyoruz.
Çünkü devlet bizi dava açmakla tehdit ediyor.
Bu muydu verdiğimiz mücadele?
FETÖ’cü ya da Hain yaftası yapıştırılmaktan Korkuyor insanlar.
Bir zamanlar ötekileştirilmekten muzdarip olan bizler yine ötekileştirilmekle karşı karşıyayız artık.
Dünyevileşmekten korkan bizler dünyevileşmenin ağacına çıktık.
Artık her şey mal mülk, her şey para pul...
Müslümanlar muhafazakarlaştı ve erime hızlandı.
Ben de varım ve beni de dinleyin demeye kalktığımızda, sen sus!
Sen devletten daha mı iyi bileceksin? şamarıyla susturuluyoruz.
2023 seçimlerinin düşüncelerimizi daha rahat ve korkmadan ifade edebileceğimiz bir siyasi ortamı yeniden oluşturmasına katkıda bulunmasını arzu ediyor ve bekliyoruz.
Devlet yöneticilerinin İtaat etmekten öte Sorgulayıcı olmayı kabul etmesini bekliyoruz.
Devlet itaat bekler insan ise sorgular.
İtaate bağlı sadakatten ziyade liyakata bağlı bir anlayış hakim olsun istiyoruz.
Devleti önemsemesini ama her şeyden öte insanı merkeze yerleştirmesini istiyoruz.
Devleti yönetenlerin Haysiyet temelli bir iletişim ve ilişki modellemesi kurmasını bekliyoruz.
İnsani değerler noktasında ahlaki çöküntü yaşıyoruz. Dizi filmlerle yeni ve yoz bir hayat enjekte ediliyor gençlerin damarlarına.
Hastalık sardı vücudumuzu. Değerlerimizi kaplamış dertlerimize deva olmasına, hastalığımıza çare bulmasına dua ediyoruz.
Ak Parti hükümetlerinin özellikle ilk iki döneminde yaşadığımız fakat sonradan duraksayan atılımlara devam etmesini ümit ettik fakat nafile!
Devleti yönetenlerin demokrasi yani şura kültürüne katkı yapmasını diliyoruz.
Yeni yüzyılında Türkiye’yi yönetecek olanların Zamanla Federal-leşmemesini bekliyoruz.