14 Mayıs seçimleri, Türkiye'de ilklerin yaşandığı, demokrasinin örneğinin verildiği, herkesin üzerine alınacağı bir ders içerir şekilde tamamlandı.

Türkiye demokrasisinde en fazla katılımın sağlandığı, olaysız, kazasız, belasız, kavgasız, gürültüsüz ve sonuç itibariyle heresi şaşırtan bir seçim yaşadık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıllık iktidarı döneminde ilk kez milletten güven oyu alamadı, CHP yarım asırdır ilk kez bu kadar fazla oy oranına yükseldi.

Anket ve araştırma firmalarının hepsi çuvalladı, gazeteci ve tv yorumcularının sonuç tahminlerinin hiçbiri tutmadı.

Millet, ezberleri bozdu.

Demokrasinin en güzel ve tek uygulandığı yer olan sandık, bu kez herkese ders verdi.

Seçimin kazananı Türkiye oldu,Türk halkı oldu. 

İttifaklara dahil olan partiler, Mecliste temsil edilecek şekilde milletvekili çıkardı, BBP hariç tabi ki. Seçimlerden en karlı çıkan parti MHP, beklenenden daha az oy alan ise İYİ Parti oldu. Seçim sürecinde HDP ve HÜDA-Par üzerinden yürütülen terör söylemleri, MHP'nin ekmeğine yağ sürdü. Akşener'in Altılı Masadan kalkıp oturması ve milletvekili adaylarını iyi belirleyememesi ise seçimlerde büyük yara almasına yol açtı.  

Cumhurbaşkanı adaylık sürecinde yaşananlar, milletin oyunda karşılık buldu ve cevabını aldı.

Asıl seçim şimdi başlıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de siyasi istikrar sağlanması için ikinci turda kendisinin seçilmesi gerektiğini halka anlatacak. Meclis çoğunluğunu alan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığını da isteyecek halktan.

Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyelerinde meclis çoğunluğu AK Parti'de olmasına rağmen belediye başkanları CHP'nin. Bir şekilde bu metropol şehirlerde hizmetler yürüyor. Cumhurbaşkanının başka partide olması, Meclis çoğunluğunun başka partide olması hali hazırda uygulamadaki bir konu. Onun için Erdoğan'ın din ve milliyetçilik üzerinden adımlar atması muhtemeldir.

Kazanmaya çok yaklaşan Kılıçdaroğlu ise mevcut oylarına sahip çıkıp, eksik kalan oyları alabileceği kesimlere yönelecek. Kılıçdaroğlu'nun en fazla üzerinde duracağı konu ise "Ortak akıl, tek akıldan üstündür" mesajı olacak.

Yaşayacağımız 15 gün içerisinde Erdoğan'dan yeni müjdeler gelecek peşpeşe. Buna karşın Kılıçdaroğlu, yeni vaadlerini açıklayacak. Kılıçdaroğlu, kendisine oy veren seçmenden, en yakın arkadaşlarını veya akrabalarını kendisine oy vermeleri için ikna etmelerini isteyecek.

Patates soğan hesabı seçimi kazanmaya yetmedi. Seçim balkonda mı yoksa mutfakta mı kazanılır sorusunda milletin cevabı net oldu.

Sinan Oğan ile Muharrem İnce'nin 15 gün içerisinde alacağı tavır, Cumhurbaşkanını belirlemede kilit rol oynayacak.

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş, bu saatten sonra sadece ve sadece referandumla mümkün olabilecek.

Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse CHP Lideri Kılıçdaroğlu, son 15 gün içerisinde somut adımlar atmak zorunda.

Örneğin, 25 yıl ev hanımlığı yapmış ancak herhangi bir sigorta girişi olmayan annelerin emekliye ayrılması, depremde evi ağır hasarlı veya hasarlı olanlara TOKİ'nin yapacağı evleri ücretsiz vermeleri, yapılacak bütün sınavlardan ücret alınma uygulamasının kaldırılması, taşeronluk sistemine son verilmesi, yabancıların sınırdışı edilmesi gibi...

Devlet kaynaklarının ısraf edilmeyeceği, hangi ısrafın önleneceği açık ve net bir şekilde ortaya konulması gerekir.

Hakkında şaibeler bulunan, birileri tarafından ifşa edilen isimlerin tek tek yargı önüne çıkarılacağını, iddiaların görmezden duymazdan gelinmeyeceğini, pislikleri ortaya çıkaranlardan değil bu pis işlere bulaşanlardan hesap sorulacağı iradesinin ortaya konulması olmazsa olmazların başında geliyor.

Adalet, sadece söylemlerde değil, somut ve net bir şekilde ele alınmalı. Bazı münferit davalardan yola çıkılarak yıpratılan adalet mekanizması için adil bir sistem vaadinde bulunulmalıdır.

Demem O Ki:

Artık seçmenimiz oldukça bilinçli bir şekilde oyunu kullanıyor. Gerektiği zaman, hatasını veya başarısızlığını gördüğü zaman partisinden vazgeçebiliyor, başarılı olabileceğine inandığı bir partiye de oy verebiliyor.

Temennim Odur Ki:

İlk turda milletin verdiği mesaj, her iki aday tarafından çok iyi analiz edilmesii, eksikleri, hataları ve kusurlarını giderecek adımların atılması, yalansız, dolansız, çamursuz, müdahalesiz bir sürecin yaşanmasıdır.