“Eleştirmek; Bir düşünceyi, bir eseri, bir yargıyı inceleyerek doğruluk veya yanlışlığını ortaya çıkarmak ve gerçek değerini belirtmek, tenkit etmek.” (TDK) Eleştiri, yerinde ve zamanında yapıldığı takdirde olumlu sonuçları vardır. Bazı hataların tekrar edilmesinin önüne geçilmiş olur.

Demokratik toplumlarda eleştirilemeyen kişi, kurum veya kuruluş yoktur. Eleştiri, belli ölçüler çerçevesinde ve alternatifi ile birlikte yapılmalıdır. Kişiler, toplumlar, kurum ve kuruluşlar eleştiriye açık olmalıdır. Çünkü yapılan yanlışlar, eleştiri olduğu takdirde tekrarının önüne geçilmiş olur.

Ülkemiz siyasetinde eleştiri kültürü ve algısı çok değişti. Sıradan partili bir siyasetçiyi bile eleştirseniz, genel başkanı eleştiriyorsunuz muamelesine muhatap oluyorsunuz. Bu durum siyasetin iktidarı ve muhalefeti için geçerlidir. Siyasi partilerde, eleştirileri not alıp genel başkanlara iletmekle görevli yapılar oluşturulmuştur. Bu yapılar eleştiri kültürünün bozulmasına ve yok olmasına sebep olmuştur. Çünkü, eleştiri anlam ve önemini kaybetmiştir. Bu durum genel başkanların bir ömür partilerinin başında lider olarak kalmasını sağlamıştır. Türk siyaseti Ortadoğu usulü siyasete evrilmiştir. Mevcut yapı, demokratik sistemimizin de yara almasına sebep olmuştur.

Hükümetteki Ak Parti için de durum aynı; hata yapan bir partiliyi, bürokratı, parti üyesini, belediye başkanını veya bakanı eleştirdiğiniz takdirde, genel başkanı ve politikalarını eleştiriyorsunuz algısı geliştiriliyor. Birçok Cumhuriyet Savcısı bile bu algıyı resmileştirip işlem yapmaktadır.

Eleştiri oklarını başka yöne yani genel başkana yönlendiren yetkililer veya ilgililer her sahada hata yapmaya başlamışlardır. Bu hataların birikiminin hesabını millet ödemeye başlamıştır. Oysa ki, hataların bedelini hata yapanlar vaktinde ödeseydi veya bu hatalara engel olunsaydı milletçe yaşadığımız veya yaşayacağımız zararlar daha hafif olacaktı!

Konuyla ilgili bürokrasiden bir tane ve çok çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Milletçe büyük bir felaket yaşadık. Tabii ki birlik olma zamanıdır. Ancak bazı eleştirileri ve hatırlatmaları da zamanında yapmak gerekiyor. Dünyada birçok ülkede göçük altındaki kalp atışını bile duyan teknolojilerin varlığı bilinirken, biz halen göçük altında "kimse var mı" diye bağırmaya devam ediyoruz. Konu ile ilgili kamu görevlileri eleştirildiğinde Sayın Cumhurbaşkanı eleştiriliyor algısı oluşturuluyor veya geliştiriliyor. Bu durumun çok yanlış olduğunu düşünmekteyim. 

Siyaset bu gidişatı değiştirmelidir. Bu durumdan millet olarak çok zarar görmekteyiz. Eleştiri olgunluğu, kişi kurum ve kuruluşlarda medeni ülkeler seviyesinde olmalıdır. 

Çünkü eleştiri bir nimettir.