ERKEN HABER - Muğla’nın Marmaris ilçesinde bulunan Kızılbük koyuna Sinpaş GYO tarafından inşa edilen otelle ilgili bilirkişi raporu açıklandı. Söz konusu raporla doğanın tahrip edildiği resmen belgelenmiş oldu.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, sorunu gündeme getirdi.
Avşar, sosyal medya hesabından paylaştığı yazıda şunları kaydetti:
"Hükümete soruyoruz. Marmaris'te Sinpaş tarafından yapılan bu proje ile alakalı bilirkişinin 'inşaat kıyıyı ve milli parı tahrip ediyor ekolojik dengeyi bozuyor' görüşüne rağmen, valilik ÇED gerekli değildir raporu vermiş midir? Proje milli parın içerisinde hangi izinle bulunuyor?"
Valiliğin ‘ÇED gerekli değildir’ kararının uygun olmadığı belirtilen raporda şöyle dendi: “Dava konusu parselin bulunduğu alan doğal ve ekolojik değeri yüksek alanlardır. Bu alanları tehdit edici yönde ve tahribata açacak yapılaşma kararları getirilmemelidir ve koruma-kullanma dengesi gözetilmesi gereklidir. Ancak keşif sırasında çekilen fotoğraflardan da görüleceği üzere doğa ve ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat meydana gelmiştir.”
KIYI KANUNU'NA AYKIRI
Raporda ayrıca Kıyı Kanunu’na aykırı şekilde yapılaşma olduğunun ve milli parkta izinsiz ağaç kesildiğinin altı çizildi.
Marmaris’in İçmeler Mahallesi Kızılkum mevkiinde Emin Hattat tarafından 30 yıl önce inşaatı başlatılan otel, 2009’da Sinpaş Holding’e satılmıştı. 1988 yılında Hattat Ailesi tarafından Hema-Que Otel Yatırım A.Ş. adıyla, 150 dönümü ormandan tahsisli toplam 310 dönümlük denize sıfır araziye beş yıldızlı otel yapılması için inşaat başlamıştı. Fakat 550 oda, 1100 yatak kapasiteli otel bitirilememişti. Emin Hattat, 2006’da iflas edince de inşaat tamamen durmuştu.
Sinpaş Holding, 2010 yılı başında iki koyu içine alan otel inşaatının bulunduğu bu araziye 1400 lüks konut yapmak için o dönem belde olan İçmeler’de belediyenin fen işleri müdürlüğüne başvurmuştu. Belediyeyse imar planında belirtilen hükümler çerçevesinde konut yapımına izin vermemişti.
DAVA AÇILMIŞTI
Muğla Valiliğiyse devam eden Kızılbük Wellness Resort inşaatı için 13 Ağustos 2021’de ‘ÇED gerekli değildir’ kararını vermişti. Marmaris Kent Konseyi yürütme kurulu üyelerinden bir bölümü, 11 Eylül 2021’de Muğla 3’üncü İdare Mahkemesi’nde bu kararın iptali için dava açmıştı.
Marmaris Kent Konseyi, Kızılkum mevkiinde devam eden inşaatın, ekosistem üzerinde yarattığı geri döndürülemez ve telafi edilemez zararın önlenmesi için yürütmenin durdurulmasını talep etmişti. Bunun üzerine mahkeme, 30 Aralık 2021’de inşaat alanında yedi kişilik akademisyen ve uzmanlardan oluşan bir heyete bilirkişi keşfi yaptırdı.
ÇED KARARI GEREKLİ
Keşfin sonunda heyet ‘ÇED gerekli değildir’ kararının uygun olmadığına dair 53 sayfalık rapor sundu: “Dava konusu parsele ilişkin projenin yer aldığı alanın özellikli bölge olması itibariyle çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi ve alınacak önlemlerin oluşturabilmesi için ÇED kararının verilmesi gerektiği kanaati oluşmuştur.”
Bölge halkı ve çevre savunucuları, bilirkişi raporu için “Haklı olduğumuz ispatlandı. Muğla 3’üncü İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararı vermesini umutla bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
DOĞA VE EKOSİSTEMDE TAHRİBAT
53 sayfalık bilirkişi raporunda şunlar kaydedildi:
“Dava konusu parselin bulunduğu alan doğal ve ekolojik değeri yüksek alanlardır. Plan kapsamında kalan alanlarda, arazi kullanımı ve yapılaşmanın plan, fen, sanat, sağlık ve çevre şartlarına uygun olarak oluşmasının sağlanması, afet etkilerinin azaltılması; doğal, tarihi, kültürel çevrenin ve ekosistemlerin korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi gereklidir. Bu alanları tehdit edici yönde ve tahribata açacak yapılaşma kararları getirilmemelidir ve koruma-kullanma dengesi gözetilmesi gereklidir. Her türlü yapılaşma koşullarında çevreyi kirletmeyecek önlemler alınmalıdır. Parsele ilişkin yapılaşma özellikleri ile çevresindeki alanın doğal özelliklerinin planlama aşamasında dikkate alınması ve koruma kararlarına dönüştürülmesi zorunludur. Ancak keşif sırasında çekilen fotoğraflardan da görüleceği üzere doğa ve ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat meydana gelmiştir. Çevreyi kirletmeyecek önlemler alınmamıştır.”
Raporda ayrıca inşaat çalışmalarının yürütüldüğü alanın ilgili ulusal mevzuat ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle koruma altına alındığı da hatırlatıldı.
İHLAL TESPİT EDİLDİ
Bilirkişi heyeti Sinpaş’ın Kıyı Kanunu da ihlal ettiğini tespit etti: “Keşif sırasında dava konusu alandan çekilen fotoğraflarda kıyı ve sahil şeridinde inşaatların bulunduğu görülmektedir. Kıyı Yasası’na göre, kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılara moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez. Ancak keşif sırasında yapılan gözlemlere göre projenin uygulandığı alanda bu yasaklara dikkat edilmemiştir. Yapılan yapıların 2621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında değerlendirilebilmesi için ÇED kararının verilmesi gereklidir.”
MİLLİ PARK SINIRLARI İÇİNDE
Söz konusu inşaat alanın ayrıca Marmaris Milli Parkı’ın sınırları içinde kaldığı da belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: “Keşif sırasında yapılan gözlemlerden doğal yapıya ciddi ölçüde zarar verildiği tespit edilmiştir. Milli Parklar Kanunu’nda açıkça ifade edildiği üzere bu alanlarda tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem değeri bozulamaz ve her türlü müdahaleler ile çevre sorunlara yaratacak işlemler yapılamaz. Ancak keşif sırasında yapılan gözlemlerde ekolojik dengenin bozulmasına yol açacak tahribatların oluştuğu belirlenmiştir.”
İZİNSİZ AĞAÇ KESİLDİ
Milli parklar sınırı içinde izinsiz ağaç kesildiğini de tespit etiklerini belirten heyet, inşaat alanındaki flora ve faunaya ait canlılara da zarar verildiğini ifade etti: “Alandaki bitkilerin yok edildiği ve faunaya ait habitatların tahribat gördüğü tespit edilmiştir.”
Keşif sırasında yoğun hafriyat işlemi yapıldığını belirten heyet şunları söyledi: “İnşaat aşamasında toz emisyonuna neden olan faaliyetlere ilişkin olarak Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak emisyon hesaplarının yapılmamış olduğu , dokuz adet esakavatör görülmesine rağmen projede iki eskavatör için hesaplama yapılmış olduğu tespit edilmiştir. Bu da inşaat aşamasında oluşacak toz ve gaz emisyonlarını açısından Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine uyumsuzluk anlamına gelmektedir.”
İnşaat çalışmalarının olduğu parselin topografyasının güney, doğu ve batı yönlerine doğru yüksek meyilli yamaç şeklinde olduğunu belirtilen raporda “İnşaat alanının ve yamacın topografyasının kazı yapılarak değiştirildiği görülmüştür” dendi.