ERKEN HABER - Nail Kadırhan'ın haberi - Diyarbakır Baro Başkanı imzasıyla gönderilen mektupta şöyle denildi:
“Sayın Başkan O'Leary,
Başkanlığınızın da bildiği gibi 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye'nin güney ve orta kesimlerinde çok büyük yıkıcı iki deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, depremlerin büyüklüğünü 7.7 ve 7.6 olarak açıkladı.
Bu yazı tarihi itibariyle, Türkiye Cumhurbaşkanlığı istatistiklerine göre, Kahramanmaraş ve çevre illeri Antakya, Diyarbakır, Gaziantep, Adıyaman, Adana, Osmaniye, Malatya, Şanlıurfa ve Kilis'te 35.418 kişi öldü, 105.505 kişi yaralandı. Depremden etkilenen toplam insan sayısı milyonlarla ifade ediliyor. Bazı depremzedeler güvenlik için etkilenen bölgeyi terk edebilirken, binlercesi de ayrılma seçeneğine sahip değil ve aşırı soğuk kış koşullarında deprem bölgesinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. AFAD, STK'lar ve gönüllüler tarafından depremden etkilenen bölgede arama, kurtarma ve yardım çalışmaları ile enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Şehirlerdeki yıkım seviyesi, ölü ve yaralı sayısının daha da artacağının güçlü bir işareti.
Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından 8 Şubat 2023 tarihinde depremden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edildi. Deprem, ülkedeki sağlık, eğitim ve iş altyapısını ciddi şekilde etkiledi. Hukuki altyapıyı da olumsuz etkiledi.
Depremde çok sayıda hakim, savcı, adli personel ve avukat ya hayatını, ya sevdiklerini ya da her ikisini birden kaybetti. Gerçek sayı henüz bilinmemekle birlikte özellikle Kahramanmaraş, Adıyaman ve Antakya'da hayatını kaybeden ve yaralanan avukat sayısı yüksek olarak değerlendiriliyor. Diyarbakır Barosu, diğer meslektaşlarımızın yanında üyelerimiz Av. Serhan Özdemir, Av. Baver Karakoyun ve stajyer avukat Yusuf Can Bayancuk’un kaybının acısını yaşıyor. Hukukçular camiası depremle birlikte ciddi bir mali kayıp da yaşadı. İlk hasar tespit raporlarına göre, önemli sayıda avukatın ofisleri dahil olmak üzere mülklerinde ağır veya orta derecede hasar meydana geldi.
Avukatların çalışma ortamlarının bozulması, işlerini yapmalarını, bilgisayarlarına veya dava dosyalarına ve davalarıyla ilgili belgelere ulaşmalarını imkansız hale getirdi. Devlet kurumlarının da düzgün çalışmaması, avukatların mesleki görevlerini yerine getirmelerini tehlikeye atan bir başka faktör. Yine birçok meslektaşımız deprem bölgesinde kurtarma ve yardım çalışmalarına katılmak için mesleki faaliyetlerine ara vermek zorunda kalmıştır. Deprem bölgesindeki avukatlar ve müvekkilleri depremden ayrıca psikolojik ve maddi olarak ciddi şekilde etkilenmiştir.
Buna istinaden OHAL tedbirleri kapsamında 11 Şubat 2023 tarih ve 120 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargıya İlişkin Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname yayımlanmıştır. Kararname ile deprem bölgelerinde yargı sürelerinin 3 ay süreyle askıya alınmasına karar verilmiştir. Bu karar, ciddi tahribatla karşı karşıya kalan kentlerde büyük çaplı hak kayıplarının önüne geçmeyi amaçlıyor.
Yukarıda açıklanan gerekçeler bir arada aynı zamanda avukatların ve müvekkillerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılacak başvurular için Sözleşmenin 35(1) maddesi uyarınca sağlanan süre içinde hazırlık yapmak, planladıkları veya olası başvurular için gerekli belge ve delilleri toplamak ve gerekli işlemleri yapmak için gerekli adımları atamamalarına neden olmaktadır.
Depremden etkilenenlerin hak ve özgürlüklerinin haksız yere kısıtlanmaması için Başkanlığınızı, Covid-19 salgını sürecinde alınan önlemlerin benzeri olağanüstü önlemler almaya davet ediyoruz. Bu tedbirler kapsamında Mahkemeyi, yıkımın niteliği ve boyutu ile avukatların ve müvekkillerinin normal hayat şartlarına dönebilmeleri için gerekli süreyi dikkate alarak depremden etkilenen 10 ilde başvuru ve diğer sürelerinin deprem tarihinden itibaren en az 3 ay uzatmayı değerlendirmeye davet ediyoruz.”