Bu bir felaket tellallığı değildir. Meslek erbapları ancak bu işin vahametini anlayabilir. Dünyada 800 milyon insan açlıkla karşı karşıya kalmış durumdadır. Hububat yetiştiren ülkeler ekim sahalarını genişletip üretimi artırırken, nüfusu hızla artan Türkiye’de hububat ekim sahaları azalmaya ve üretim düşmeye başlamıştır. Acil tedbirler alınmadığı takdirde millet olarak üzerimize gelen çığdan zarar görmemiz kaçınılmaz gözüküyor.

Daha önceki yazılarımda belirtmiştim ve bir meslek erbabı olarak yetkilileri uyarmıştım. Hububat üretimi kesinlikle siyaset üstü olmalıdır.  Hububatla ilgili sivil toplum örgütleri de siyasetin etkisinden kurtarılmalıdır. Bu örgütler içinde, siyasetle bağlantısı olan yöneticiler derhal bu örgütlerden uzaklaştırılmalıdır. Buğdayı günlük siyasette kullananlara itibar edilmemelidir. Muhalefeti ve iktidarı bu konuda beraber hareket etmelidirler. Kesinlikle bu konu ihmal edilmemelidir! Rakamlara bakıldığı takdirde işin vahameti daha iyi anlaşılacaktır.
Türkiye’nin, 22 yıllık buğday ekim alanı ile üretim miktarındaki değişime bakıldığı zaman; 2000 yılında 9,4 milyon hektar ekim alanıyla 21 milyon ton üretim yaparken, 2021 yılında 6,8 milyon hektar ekim alanıyla 17,7 milyon ton üretime gerilemiştir. 2022 yılı üretimine bakıldığı zaman 19,7 milyon ton üretim yapıldığı görülmektedir. 
Türkiye, 2000 yılında 64 milyon nüfusuna 21 milyon ton  buğday üretimiyle kişi başına 328 kg buğday üretirken, 2022 yılında 85 milyon nüfusuna 19,7 milyon ton  buğday üretimiyle kişi başına 232 kg üreterek ciddi bir gerileme yaşamıştır. Bu sonuç ile ülkemizin 22 yıllık buğday üretiminde ortalama    % 29 kayıp oluşmuştur. Bugün, 2000 yılının kişi başı üretimine ulaşılsa bile (toplamda 27,8 milyon ton) bu üretim miktarı da yeterli olmayacaktır.
Ülkemiz, bu gidişin yükünü kaldırmakta zorlanacaktır. “Paramız var alırız” mantığı tarımdaki stratejik ürünlerde geçerli değildir. Konu buğday olunca bu mantığın hiçbir anlam ve önemi yoktur. Verimli topraklara sahip olduğumuz bu coğrafyada milletimiz, ufukta gemi beklemeye mahkûm edilmemelidir. Gelecek geminin de bir hayrı olmayacaktır. Yakın bir gelecekte, ufukta beklenen gemilerde bir türlü gelmeyecektir.
Mevcut sıkıntıların çözümü için iktidarı ve muhalefetiyle beraber, acil olarak “Buğday Çalıştayı” yapılmalıdır. Ülkede ne kadar konu uzmanı (emeklilerde dahil) varsa davet edilmelidir. Üniversiteler, Zirai Ekonomi Uzmanları, Sosyologlar, Psikologlar, Pedagoglar, Sivil toplum örgütleri, Sanayi ve Sektör temsilcileri vs. hepsinin katılımı sağlanmalıdır. Konu detaylı tartışılmalı ve uygulanabilir kararlar alınmalıdır. Alınan bu kararlar siyasetin gölgesinden uzak bir şekilde, devlet politikası haline getirilmeli ve uygulanmalıdır.  Aksi takdirde gelecek çığın sonucunu görmek kader olmayacaktır. 
Cengiz Yalçın
Not: Yazının bir kısım istatistik rakamlarında Sayın Selahattin Çakmak’ın çalışmasından faydalanılmıştır.