Sevgili dostlar; gündem o kadar çabuk değişiyor ki bu hız baş döndürüyor. Daha yaklaşık 1 ay önce meydana gelen ve resmi rakamlara göre 50 bin kişinin hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın etkilendiği bir deprem, oralarda çaresizlikleri ve belirsizlikleri devam eden insanlar son siyasi gelişmelerin gölgesinde kaldı maalesef.

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi ama, fakat ve lakin bunu dillendirenlere “Ya öyle demek istemedi, tabanını da düşünmek zorunda” denildi ve dümen altı edildi siyasetteki benzemez 6 lardan meydana gelen masa. Gerçi masada kalmadı masaya en sıkı sarıldığını anlatan ve kendini başbakan olarak lanse eden sayın eski bakan, “dayatma diyerek” şunu diyerek bunu diyerek, “al resimleri ve mektupları” diyerek çekip gitti. Hani dayatmadan söz açılmışken 5 siyasi parti genel başkanının görüşüne katılmayarak başka bir partinin de içini karıştırarak kendi fikrini illa da olacak dayatmanın ta ağa babası değilmi?. Ha öte yandan daha kıs abir süre önce “masaya ihanet, millete ihanettir” diyen de kendisi. O zaman kim dayatmacı? Kim ihanetçi? Yorumlamaya bile gerek kalmayan bir net durum.
Peki şimdi nolcak melmeketin hali? Şunun şurasında seçimlere hani sürekli ülkenin 3. Büyük partisini içerden ve dışardan uzak tutmaya çalışan o zihniyet, şimdi kaldı mı tek başına? Yada kendisine evine dönmesi için yapılan davetlere mi icabet edecek? E giderse yine çok büyük kan kaybedecek ve belki seçim barajını da aşamayacak. Geçen sefer Kemal Kılıçdaroğlu seçime girmesi için milletvekilleri vererek beslemişti. İşte besle kargayı oysun gözünü sözü boşuna söylenmemiş demekki. 
İşin özü zaten istifa eden yöneticilerin hemen CHP’ye geçtiklerini görüyoruz, e devlet üzerinden de istifalar ve uzaklaşmalar çok net. İmamoğlu ve Yavaş da icabet etmedi davete.
Masaya dışardan verilen destek beşlide de masayı terkeden orda olduğu için azdı. Evet ben masanın güçlenerek yoluna devam edeceğini düşünüyorum desem pek de yanlış olmayacak. Zannedersem masa etrafında kalanlar aslında ayaklarındaki bir prangadan yada sırtlarındaki bir kamburdan kurtuldukları için daha iyi koşabilecekler. 
Peki o partinin GİK toplantısında gaz veren el kaldıran zatlar, o kapanan kapıyı aralamak ve açmak için neden paralanıyorlar? Kendini demediniz mi “bırak masayı başlarına çalsınlar” şimdi masasız kalan ve altlarındaki sandalye de kaymaya başlayınca 2018 de yaptıklarının hata olduğunu belirten bir siyasetçi bu yaptığını nasıl yorumlar aslında merak da etmiyor değilim.
Her şer de bir hayır vardır, tabiki hayırda da bir şer…