Coca Cola ile Pepsi Cola arasındaki rekabeti hepimiz biliriz. 
1970’lerde Coca Cola’nın pazar payı Pepsi Cola’ya göre kat kat daha fazlayken, 80’lerde bu oran peyder pey Pepsi lehine değişmeye başlıyor. 

Bugün hemen hemen başa baş gidiyor iki markanın pazar payı oranları. 

1980’lerin başında Coca Cola azalan pazar payı konusunda derinlikli olarak pazarlama faaliyetleri araştırmalarına girişiyor. 
Lezzet testleri yaptırıyorlar. 

Tadımlık lezzet testlerinde Pepsi Cola açık ara önde giderken bütüncül kullanım testlerinde oran Pepsi Cola aleyhinde olarak düşüyor. 
Yine de Pepsi Cola’nın pazar payı giderek artıyor. 
Coca Cola’nın piyasada daha çok ürünü var, reklam harcamaları daha fazla, fiyatı da iyi fakat pazar payı giderek düşüyor. 

Coca Cola’cılar çalışıyor çalışıyor ve sonunda piyasaya ‘New Coke’ isimli yeni bir ürün sürüyorlar. 
Ürünün tadım testleri filan süper. Fakat ürün piyasaya çıktıktan sonra Coca Cola içicileri isyan ediyor. Kullanım sonrası tepkiler artıyor ve Coca Cola, tüketicilerinin artan tepkileri sonucu eski ürünü bu sefer ‘Coca Cola Classic’ adı altında bir daha sürüyor. 

Yine de Pepsi Cola’nın yükselişi durdurulamıyor. 

Anlayacağınız 
‘Coca Cola Classic’ ambalajı ile pozitif bir ilişki kurmuş olan tüketiciler ürün ve ambalajı birlikte değerlendirip adeta duygusal bir bağ oluşturmuşlar. 

Ben geçmişte bir seçim kampanyası yönetirken varlıklı bir İstanbul beyefendisi olan adayımızı giyim kuşam ve görünümüyle seçim manifestosu ve konuşma metinlerini bire bir aynı tutmuş ve bu tutarlılığı seçmenlerimize duygusal bir bağ kuracak şekilde planlamıştım. 
Elhamdulillah Allah’ın yardımıyla kazanmıştık. 

Mühim olan ürün değildir. Ürün ve ambalajının birlikte tüketici nezdinde kabul görmesidir. Bu ise ancak bu birlikteliğin tüketiciyle duygusal bir iletişim ve etkileşim yaratmasıyla mümkündür. 

Tayyip bey için de bu böyledir. 
Reis portresindeki ‘harbilik’ ‘samimiyet’ ve ortalama bir Anadolu İnsanı kimliğine uygun davranış modeli var iken kendisinde halk bunu satın almış ve Tayyip beyle duygusal bir bağ kurmuştu. 
Eskiye nispetle çok azalmış olsa da bu portre halen bunu yıkmak zor açıkçası. 
Ancak benzer bir modelle halkın karşısına çıkabilen bir kişilik gerçekten rakip olabilir Tayyip beye. 

AkParti yaşlanan parti büyüklerinin yerine genç siyasetçileri ve yöneticileri koyarken Coca Cola’nın yaptığı hatanın benzerini yaptı fikrimce. 
Daha kolay yönetilebilir olan gençler halkla duygusal bağı kuramadılar. Çünkü gençler siyaseten tam olarak yetişmemişlerdi. Tadım testleri iyi idi evet, fakat kullanım testleri başarısızdı. 

Yetişmiş orta yaştaki siyasetçileri ise ‘kesin ve net olarak itaat etmezler’ endişesiyle siyaset sahnesinden uzaklaştırdı Ak Parti. 

Bu arada rakip ise yavaş yavaş halkla duygusal bağ kurabilecek aday arayışlarını devam ettirdi ve sonunda ambalajı ile ürünün aynı içerikte toplandığı bir adaylar bulup koydular halkın önüne. 
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri böyle kazanıldı. 

Artık muhalefetin pazar payı rekabet edebilir düzeyde. 

AkParti şimdilerde 
‘Classic AkParti’ modelini yeniden pazara sürmeye çalışıyor. 
Eski siyaset biçimini  farklı biçimlerde sahneye koyup yeni bir hikaye yazma yolunu arıyor. 

Tadım Testleri de Kullanım Testleri de bilinen eskiler yeni hikayeyi yazabilirler mi?

İmkansız değil ama çok çok zor artık. Çünkü yapılan hatalar başka etmenleri de tetikledi ve politik arena Ak Parti için mayınlı tarla gibi. 

Hikayenin halkla duygusal bağı azalmış kısmını nasıl düzeltecekler?

Tayyip bey de değişti. Siyaset yapış biçimi farklılaştı. 
Yaşlandı ve eski enerjisi yok artık. 

Duygusal Bağ çok mühimdir. 
Hangi alanlarda sıkıntı var iyi bilmek lazım. 

Bu arada rakipler pazar payını çok artırdı ve artırmaya devam ediyor. 

… artık başa baş bir mücadele sergileniyor politik arenada.