3 Kasım 2002 seçimlerinde büyük bir başarı sağlanmıştı. Müthiş bir başarı. Geçmişte benzeri başarıyı Demokrat Parti ve Anavatan Partisi göstermişti sanırım. Tabii ki DP’nin başarısına ben denk gelmedim.
3 Kasım 2002’ye giden süreci, ‘REFAH-FAZİLET-SAADET PARTİLERİ; AK PARTİ VE SONRASI…’ başlıklı bir yazı dizisiyle özet halinde yazmaya çalıştım biliyorsunuz.
Özellikle bir siyasi parti ve türevleri üzerinden aktarmaya çalıştım süreci; zira ‘Milli Görüş’ akımı bu ülkenin benim bizzat şahit olduğum son 30 yılına damga vurmuştur.
Belki siyasal islami düşüncenin kuruluşu gladyonun bir planı dahilindeydi fakat her ne olursa olsun Milli Görüş Türkiye’nin siyasal iklimine renk katmış, siyasi hizmetin sınırlarını genişletmiş ve Türk siyasetine bambaşka bir vizyon kazandırmıştır.
En azından kendilerini ülkenin kurucu unsurları olarak adlandıran bir kesimin Mustafa Kemal’in ölümünden sonra ülkeye doğru dürüst bir katkı yapmamış olmasına karşın çok ciddi anlamda hizmet etmiş bir siyasi akımdır Milli Görüş.
Sonraları önemli bir kısmı müteahhitliğe evrilen bir dönemin mücahitlerinin bile katkıları olmuştur.
Mücahit olarak kalmayı yeğleyenler bir süre daha hizmet ettikten sonra sessiz sedasız siyasi arenadan ayrılmıştır.
Yazı dizisinde aktarmadığım bir sürü olay ve olgu da vardı tabii.
Özellikle gurbetçilerden toplanan paralar konusu hala bir muamma.
Hesabı ahirete kalan soru işaretleri ile dolu bir muamma!
İslami Finans adı altında yaşanan
facia da aynı şekilde bir muamma!
İşin sonunda bilmek gerekir ki;
Hiç kimse bembeyaz değil.
Hangi görüşten olursa olsun birinin siyasete girdiğindeki maddi durumu ile sonrasındaki maddi durumunu gözlemlediğinizde aradaki fark tek başına bir renk değişimidir.
Beyaz’dan griye ve sonrası…
Bu dünyada paçayı kurtarsa bile ahirette hayatının her anını gösteren cd’ler önüne konulduğunda verilecek hesaptan korkmayanlara söylenecek bir söz yok.
Kendisine ‘Hele bir anlat gardaş’ dendiğinde,
‘Efendim ben eşitler arasında birinci oldum’ diyerek yırtabileceğini düşününelere hayret ediyorum doğrusu...
Neyse vardır bir bildikleri elbet..
Artık kim onlara cevaz verdiyse beraber oturur patlamış mısır eşliğinde cd’leri seyrederler.
(Devamı var)